Özellikle yolun başındaki girişimler, küçük şirketler veya serbest çalışanlar için sunduğu maliyet avantajı ve konforla, iş dünyasında dijitalleşmenin hız kazandığı dönemden itibaren popülerleşen ortak çalışma alanı sektörünün büyümesi küresel salgınla kesintiye uğradı.
Salgının etkilerinin hafiflediği, yeni varyant tehditlerinin ortadan kalktığı, dünyanın büyük bir bölümünde kapanma tedbirlerinin sona erdiği ve ofislere dönüşün başladığı bir yıl olan 2022 ise ilk yarısında sektörün toparlandığına ve eski konumuna döndüğüne dair sinyaller verdi.
2021-2022 Co-working Trendleri Araştırması’na katılan sektör oyuncularının %75’i 2022 içinde aboneliklerde artış beklediklerini dile getirirken, hizmet sağlayıcılarının beşte birinden fazlasının yılın başından bu yana genişleme planı yaptığı tespit edildi. Küresel Co-working Büyüme Araştırması ise dünya çapındaki ortak çalışma alanlarının sayısının 2024’e kadar iki katına çıkacağını ve 40 bini aşacağını öngördü.
Sektöre ilişkin görüşlerini paylaşan paylaşımlı ofis sağlayıcısı eOfis’in Kurumsal İletişim Direktörü Melis Ataç, “Ofislere dönüşün başlamasıyla 2022 itibarıyla ortak çalışma alanlarının ve paylaşımlı ofislerin sunduğu değerler yeniden hatırlandı. İşletmeler hibrit ve uzaktan çalışma modellerine geçerken, bu geçişte paylaşımlı ofislerden nasıl faydalanabileceklerini düşünmeye başladı. Bu durum da sektördeki toparlanmayı hızlandırdı.
ÜYE SAYISI 2024’E KADAR %158 BÜYÜYECEK
Küresel Co-working Büyüme Araştırması’nda dikkat çeken verilerden biri de küresel çapta paylaşımlı ofis kullananların sayısına ilişkin tahmindi. Araştırma, 2 yıl içinde ortak çalışma alanlarında çalışacak abone sayısının 2020’ye göre %158 artacağını ve 5 milyonu aşacağını gösterdi.
İş dünyasının ortak çalışma ve paylaşımlı ofis alanlarının avantajlarını keşfettiğini ve sektörü benimsediğini dile getiren Melis Ataç, “Bugün, ofis işletmenin maliyetlerini gören ve uzaktan çalışmaya alışan büyük şirketler de hem çalışan esenliğini artırmak, hem de maliyetleri dengelemek için farklı lokasyonlarda çalışma seçenekleri sunan paylaşımlı ofis modellerine yöneliyor. Bu durum bir yandan sözleşme sürelerini uzatırken, diğer yandan bu alanları kullanan bireysel üye sayısında hızlı bir büyümeyi beraberinde getiriyor. 2010’dan bu yana faaliyet gösteren ve ülkemizde sektörün öncülerinden biri olan eOfis olarak biz de müşterilerimize farklı konumlarda bulunan 55 A+ plazadaki hazır ofislerimizi saatlik, günlük, haftalık veya aylık kiralama seçenekleri sunuyoruz” diye konuştu.
ÇALIŞANLAR METROPOLDEN KAÇIYOR
Şirketlerin uzaktan çalışma modellerini kalıcı hale getirmesinin çalışanlara büyük bir esneklik tanıdığına dikkat çeken eOfis Kurumsal İletişim Direktörü Melis Ataç, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı:
“Küresel enflasyonun etkileriyle İstanbul gibi metropollerin merkezinde artan konut kiraları, daha iyi bir yaşam sürmek isteyen çalışanların şehirlerin dış çeperlerine veya daha küçük şehirlere taşınmasına yol açıyor. Dijital teknolojiler iş imkanlarının metropolde olduğu önyargısını ortadan kaldırırken, dijital göçebelik gibi kavramların yaygınlaşmasını teşvik ediyor. eOfis olarak Türkiye’deki en geniş paylaşımlı ofis ağını sunuyoruz. İstanbul içinde 37 lokasyonun yanı sıra Kocaeli, Mersin, Antalya, Muğla, Adana gibi şehirlerde de paylaşımlı ofis olanakları sağlıyoruz. Hazır ofis, sanal ofis, ortak ofis, toplantı odası ve eOfis BİZ gibi farklı üyelik modellerimizle her ölçekten işletmenin çalışma alanı ihtiyacına yanıt bulabileceği esnekliği vaat ediyoruz. Ayrıca eOfis üyeleri, Türkiye’nin dört bir yanına yayılan ve 10 bini aşkın şirketi ve girişimciyi içeren profesyonel bir ağın parçası olabiliyor. Esnek kiralama avantajlarıyla maliyetleri azaltan girişimci ve şirketler, eOfis sayesinde ofis işletme sorumluluğunu sektörün en deneyimli iş ortağına bırakıp, kendi işlerine odaklanabiliyor.”
NTV’yi sosyal medyadan takip edin